Yapay zekâ (AI), son yıllarda hayatımızın her alanına hızla giriyor. Tanımlanan görevlerde insan gibi çok yönlü düşünebilen, öğrenen ve uygulayan yapay zekâ sistemini ifade eden üretken yapay zekâ (generative AI), bu alandaki en önemli gelişmelerden biri.

Deloitte Türkiye tarafından düzenlenen bir etkinlikte, üretken yapay zekânın toplumu ve iş dünyasını dönüştüren yenilikçi çözümleri tartışıldı. Etkinlikte, üretken yapay zekânın kullanım alanları, potansiyel faydaları ve geleceği ele alındı.

Yapay zekâ kullanımının artması bekleniyor

Deloitte Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Lideri Hakan Göl, şirketlerin geçmişte başarılı olan çalışma şekillerine bağlı kalmanın artık geçerliliğini yitirdiğini, yeni yön sağlayıcılardan birinin yapay zekâ olduğunu kaydetti. Yapay zekâ stratejileri olan şirketlerin hedeflerine ulaşmada kullanmayanlara oranla 1,7 kat daha avantajlı olduklarını belirten Göl, “İşletmelerin yüzde 73’ü yapay zekânın kendileri için kritik önemde olduğunu söylüyor. Geleneksel sistemlerde yapay zekânın kullanılması yeni bir trendi şekillendiriyor: Üretken Yapay Zekâ. Bulut, akıllı telefon ve internetin daha önce insanlarla teknoloji arasında yarattığından daha derin bir ilişki yaratma potansiyeline sahip. Pazarın, önümüzdeki 10 yıl boyunca her iki yılda bir ikiye katlanacağını tahmin ediyoruz” dedi.

Üretken yapay zekânın potansiyel faydaları

Deloitte Türkiye Küresel Yapay Zekâ Lideri Costi Perricos ise üretken yapay zekânın toplumun etkileşim ve iş yapma biçimini değiştirebileceğini, bunun da yapay zekâ pazarının katlanarak büyümesine neden olacağına dikkat çekti. Üretken yapay zekânın gelecek 10 yılda küresel GSYİH’yi yedi trilyon dolar artırmasının beklendiğini belirten Perricos, “Gen AI kullanımının giderek genişlediğini görüyoruz. Özel uygulamalara ve ihtiyaç duyulan veri türüne bağlı olarak metin, görsel, bilgisayar kodlama ve müzik alanında çok farklı sonuçlar yaratılmasını sağlıyor. Yakın zamanda üretken yapay zekânın dünyanın en zor kabul sınavlarından biri olan Amerikan Baro Sınavı’nı geçtiğine şahit olduk. Öngörüler yapay zekânın değerlendirme ve sonuç çıkarma yeteneklerinin gelecek üç yıl içinde bugünkünden çok daha ileri seviyeye geleceğini, bunun sonucunda da yakın gelecekte üretken yapay zekâ ile yaratılabilecek şeylerin sınırı olmayacağını bize gösteriyor. Üretken yapay zekânın özellikle öne çıkacağı alanların başında kişiselleştirilmiş içerik, otonom kodlama ile sektörlere ve faaliyet gösterilen alanlara özel içerik üretme geliyor. Yakın gelecekte yeni ilaç ve malzeme keşiflerinin yüzde 30’unu yapay zekâ yapacak” dedi.

Üretken yapay zekânın Türkiye’deki potansiyeli

Deloitte Türkiye Yapay Zekâ ve Veri Lideri Barış Yenidünya da üretken yapay zekânın Türkiye için önemli bir fırsat olduğunu kaydetti. Yenidünya, “Üretken yapay zekâ kullanımı şirketleri rekabette farklılaştıracaktır. Yapay zekâ modelinin gerçekleştirilecek işe özel verilerle birleştirilerek belirli veri kümelerini kullanacak şekilde kurgulanması önemli. Farklaşmak için de sıfırdan özel üretken yapay zekâ modelleri oluşturma konusuna da zaman ayrılmalı” dedi.

Üretken yapay zekâ, yapay zekâ alanındaki en hızlı büyüyen ve gelişmekte olan alanlardan biri. Bu teknolojinin, toplumu ve iş dünyasını dönüştürme potansiyeli oldukça yüksek. Türkiye’nin de bu alanda önemli bir potansiyele sahip olduğu düşünülüyor.